KPMG’ye göre Türk taşımacılık sektörü, coğrafi konumu ve ekonominin dış ticaretteki esnekliği sayesinde 2019’u rahat atlatacak.
KPMG’nin hazırladığı Taşımacılık Sektörel Bakış 2019 raporuna göre, dünya ekonomisi ve ticaret hacmindeki yavaş büyüme beklentisiyle zor bir yıla hazırlanan Türk taşımacılık sektörü, coğrafi konumu ve ekonominin dış ticaretteki esnekliği sayesinde 2019’u rahat atlatacak. Ancak rapora göre sektörde verimliliğin garantisi, yenilikçi teknolojiler hızlı adapte olmakta
Ekonomik yavaşlama beklentisi taşımacılık sektörünü de etkileyecek ama;
KPMG Türkiye’nin hazırladığı Sektörel Bakış serisinin taşımacılık raporu, 2019’da dünya genelindeki ekonomik yavaşlama beklentisinin taşımacılık sektörünü de etkileyeceğini gösteriyor.
Rapora göre geçtiğimiz dönemde döviz kurlarında ve petrol fiyatlarında yaşanan dalgalanma sektör üzerinde büyük baskı oluşturdu. Bu durumun mevcut küresel belirsizliklerin de etkisiyle önümüzdeki dönemde de devam edeceği düşünülüyor.
KPMG Türkiye Taşımacılık Sektör Lideri Yavuz Öner, Türk taşımacılık ve lojistik sektörünün coğrafi konumu ve ekonominin dış ticaretteki esnekliği sayesinde orta vadede önünün açık olduğunu vurgularken, “Buna karşın sektör uzun vadede küresel rekabetten geri kalmamak için dijital teknolojilerdeki gelişimle uyumlu olarak dönüşümünü mutlaka gerçekleştirmeli” diye konuştu.
DÜNYADAKİ DURUM
-Küresel ticaret açısından öncü niteliğindeki Baltic Dry kuru yük endeksi Eylül ayından bu yana geriliyor.
-Dünya Bankası’nın hazırladığı Lojistik Performans Endeksi’nde bir numarada yine Almanya yer alıyor. Almanya’yı sırasıyla İsveç, Belçika, Avusturya ve Japonya takip ediyor.
Brexit etkisi
-Küresel ticaretteki korumacı tedbirler ve İngiltere’nin AB’den çıkışı (Brexit) kaynaklı belirsizliklerden dolayı ekonomik aktivite yavaşlarken, ticaret hacmi de ivme kaybediyor. Bu nedenle dünya genelinde taşımacılık ve lojistik sektörü açısından kısa vadede zorlu bir görünüm ortaya çıkıyor.
-Deniz taşımacılığında iş modeli limandan-limana yerine müşteriden müşteriye şeklinde değişiyor.
-Dünya ekonomisindeki yavaşlamaya rağmen devam eden büyüme eğilimi, havayolu taşımacılığında talebi canlı tutuyor.
TÜRKİYE’DEKİ DURUM
-Türk taşımacılık ve lojistik sektörü, küresel kriz sonrası dönemde dalgalı bir seyir izledi. Bu durumda jeopolitik gelişmeler ve ticaret ortağı ekonomilerin performansı önemli rol üstleniyor.
-Dünya Bankası’nın yayınladığı, 160 ülkenin lojistik performanslarını değerlendiren ‘The Logistics Performance Index’ (LPI) 2018 raporunda Türkiye 3.15 puanla 47’nci sırada yer alıyor. Türkiye 2016’da listede 34’üncü sıradaydı.
-Son yıllarda döviz kurlarındaki yükseliş nedeniyle sektörün borç yükü hızlı şekilde arttı. Ancak GSYH içindeki yüzde 7,7’lik payı ile karşılaştırıldığında sektörün borç yükünün çok da yüksek olmadığı görülüyor.
-Borç yükündeki hızlanmayla birlikte sektörün takipteki alacaklarında da özellikle 2018’de ciddi artış yaşandı. Türk bankacılık sektörünün taşımacılık ve depolama sektöründen doğan takipteki alacak bakiyesi 2018’de yüzde 58,6 artarak 2,8 milyar TL’ye yükseldi.
-Ocak 2019 itibariyle takipteki alacak bakiyesi artmaya devam etse de takipteki alacak oranı yüzde 2,5 ile yönetilebilir seviyelerde.
Yabancı ilgisi sürüyor
-Son yıllardaki zayıf performansına karşın yabancı yatırımcıların sektöre olan ilgisi devam ediyor. 4,7 milyar doları son 5 yılda olmak üzere sektöre son 15 yılda 7,1 milyar dolarlık yabancı yatırım girişi oldu.
Deniz taşımacılığı arttı
-Türkiye’de son 15 yılda deniz taşımacılığının hem ihracatta hem de ithalattaki payı arttı. Buna karşın karayolu taşımacılığının gerilediği görülüyor. İthalat tarafındaysa boru hatlarıyla yapılan ham petrol ve doğalgaz taşımacılığı önemli bir yer tutuyor. Demiryolu ile yapılan yük taşımacılığı ise hem ihracatta hem de ithalatta hala son derece az bir paya sahip.
-Yurtiçi yolcu ve yük taşımacılığında en çok tercih edilen karayolu taşımacılığında son 16 yılda önemli kalite iyileştirmeleri yapıldı. 2003-2018 yılları arasında toplam karayolu uzunluğu 63 bin 244 km’den 67 bin 891 km’ye yükseldi, bölünmüş yolların uzunluğu 5 kattan fazla arttı, otoyol uzunluğu ise bin 753 km’den 2 bin 717 km’ye çıktı.
-2002’de yüzde 47,2 olan ihracatın denizyolu ile taşınan kısmı, 2018’de yüzde 62,8’e yükseldi. Aynı dönemde ithalatın denizyoluyla taşınan kısmının oranı yüzde 46’dan yüzde 59,6’ya çıktı. 2003’te 190 milyon ton olan elleçlenen toplam yük miktarı 2018 sonunda 460 milyon tona ulaştı.
-Havayolu ile taşınan yük miktarı 2002-2003 yıllarında 1 milyon tonun altındayken 2018’de 3,8 milyon tona çıktı.
Yolcu sayısında yükseliş
-2002’de 8,7 milyon kişi olan iç hat yıllık yolcu sayısı, 2018’de 112,8 milyona ulaştı, dış hat yolcu sayısı ise 25,1 milyondan 97,2 milyona çıktı.
-Banliyölerden demiryolu ile taşınan yolcu sayısı 2003-2017 arasında 3,5 katına yükselerek 160,5 milyon kişiyi aştı, şehirlerarasında yolcu taşımacılığı ise 27,3 milyon kişiden 15 milyon kişiye geriledi.
-Yüksek hızlı tren (YHT) ile yolcu taşımacılığı henüz arzu edilen seviyelerde olmasa da hızlı gelişim gösteriyor. 2009’da YHT’de yıllık yolcu sayısı 1 milyonun altındayken 2017 sonunda 7,2 milyon kişiye ulaştı.
Boru hattı 4 katına çıktı
-2002’de 4 bin 739 km olan doğalgaz boru hattı uzunluğu 2017 sonunda 14 bin 666 km’ye ulaştı. Bu dönemde boru hattı ile taşınan doğalgaz miktarı 17 milyar sm3’ten 56 milyar sm3’e yükseldi. Ham petrol boru hattı aynı dönemde bir miktar küçülse de yüksek verimde kullanılarak yıllık 12,4 milyon tondan 36 milyon ton seviyesine çıktı.