Hidrojen yanmalı motora sahip araç serisini piyasaya süren ilk Avrupalı kamyon üreticisi olmaya hazırlanan MAN, başlangıç olarak yaklaşık 200 adetlik araç grubunu Almanya, Hollanda, Norveç, İzlanda ile birlikte Avrupa dışında belirlenen ülkelerdeki müşterilerine teslim etmeyi amaçlıyor.
“MAN hTGX” olarak adlandırdığı yeni aracını ilk kez 2024 yılında müşterilerin ulaştırmayı öngören MAN, 2025 yılından itibaren de bu sayıyı kademeli olarak artırmayı planlıyor. Çevreci niteliklere sahip olan yeni MAN hTGX; özellikle inşaat, tank veya kereste taşımacılığı gibi ağır işlerde alternatif sıfır emisyonlu tahrik seçeneği sunuyor. MAN hTGX, ayrıca yeterli şarj altyapısı olmayan bölgelerde ya da yeterli hidrojene sahip pazarlarda kullanılmak üzere akülü elektrikli kamyonlara çevre dostu alternatif olarak öne çıkıyor. Sıfır emisyon noktasında çalışmalarını sürdüren MAN, aynı zamanda 2023 yılından bu yana Avrupa’da elektrikli şehir otobüsleri pazarının lideri konumunda bulunuyor.
“hTGX ile sıfır emisyon portföyümüze cazip bir ürün daha ekledik”
MAN Truck & Bus Satış ve Pazarlama’ dan sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Friedrich Baumann, “Karayolu yük taşımacılığını karbondan arındırmak için akülü-elektrikli araçlara odaklanmaya devam ediyoruz. Bu araçlar şu anda enerji verimliliği, işletme ve enerji maliyetleri açısından diğer tahrik konseptlerine göre büyük avantajlara sahipler. Ancak, hidrojen yanmalı motorlarla çalışan kamyonlar, özel uygulamalara ve pazarlara yönelik faydalı bir çözümdür.. Müşterilerimizin taşımacılık uygulamalarının büyük çoğunluğuna elektrikle çalışan kamyonlarla en iyi şekilde hizmet verebileceğimizi öngörüyoruz. Özel uygulamalar için hidrojen yanmalı sistem veya gelecekte yakıt hücresi teknolojisi uygun bir tamamlayıcıdır. Hidrojen yanmalı motor H45, kendini kanıtlamış D38 dizel motoru temel almakta ve Nürnberg’deki motor ve batarya fabrikasında üretilmektedir. Bilinen teknolojinin kullanılması, pazara erkenden girmemizin önünü açmasının yanında, hidrojen altyapısının hızlandırılması için de belirleyici ivme sağlıyor. hTGX ile sıfır emisyon portföyümüze cazip bir ürün daha ekledik” diye konuştu.
MAN hTGX, AB CO2 mevzuatındaki ‘sıfır emisyonlu araç’ kriterlerini de karşılıyor
MAN’ın yeni aracında kullandığı hidrojen tahriki, özellikle özel aks konfigürasyonu gerektiren veya kamyon karoserine duyulan ihtiyaç nedeniyle şaside akü için yer bulunmayan özel taşıma görevleri için uygun bir model olarak öne çıkıyor. MAN hTGX, başlangıçta sunulan 6×2 ve 6×4 aks varyantlarında yüksek taşıma kapasitesi ve 600 kilometreye kadar azami menzil sunuyor. Kullanılan H45 hidrojen yanmalı motor ise, 383 kW / 520 beygir gücüne ve 900-1300 d/d’de 2500 Nm torka sahip. Hidrojenin motora doğrudan enjeksiyonu ile hızlı güç aktarımı sağlayan araç, 700 bar’a (CG H2) kadar sıkıştırılmış hidrojen ve 56 kg’lık depo kapasitesi ile 15 dakikadan kısa sürede yakıt ikmali yapabiliyor. MAN hTGX, 1 g CO2/tkm’den daha az CO2 salınımı ile yeni planlanan AB CO2 mevzuatı kapsamında “sıfır emisyonlu araç” kriterlerini de karşılıyor.
“Yeni aracımız, kalitesi ve karmaşık olmayan bakımı ile de müşterilerimizi etkiliyor”
Araştırma ve Geliştirmeden sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Frederik Zohm ise, yeni araç ve bu alandaki çalışmalar ile ilgili olarak şunları söylüyor:
“AB düzeyindeki yeni CO2 düzenlemeleri, hidrojen yanmalı motorlara sahip kamyonları sıfır emisyonlu araçlar olarak sınıflandıracak. Bu da bu tür araçların CO2 filo hedeflerimize tam olarak katkıda bulunacağı anlamına geliyor. Bu araçlar, aynı zamanda akülü-elektrikli araçları tamamlayan seriye kapıları açıyor. Aracın sahip olduğu nitelikler sayesinde, müşterilerimiz örneğin geçiş ücreti indirimlerinden yararlanacaklar. Şirket olarak, MAN’ın Nürnberg tesisinde en yenilikçi motor teknolojisine ve hidrojenin yakıt olarak kullanımı konusunda onlarca yıllık deneyime sahibiz. Bunu kullanıyor ve MAN hTGX ile gerçek bir MAN deneyimi sunuyoruz. Yeni hidrojen yakıtlı kamyon, denenmiş ve test edilmiş TG araç serisine dayanıyor. Araç, en yüksek seviyede kalitesi ve karmaşık olmayan bakımı ile de müşterilerimizi etkiliyor. MAN olarak, batarya teknolojisi ve hidrojene dayalı yakıt hücresi teknolojisini araştırmaya devam edeceğiz. H2 yakıt teknolojisi de MAN’da hazırlık aşamasında bulunuyor. Ancak bu teknolojinin gerçekten pazara hazır ve rekabetçi olması için birkaç yılın daha geçmesi gerekiyor.”
MAN, e-mobilitede olduğu gibi, “Simplifying Business- İşleri Kolaylaştırma” iddiası doğrultusunda yenilikçi ve güvenilir araçların geliştirildiğini ve üretildiğini vurgulamakla kalmıyor, aynı zamanda dizelden sıfır emisyonlu araçlara geçişte müşterilerini, kapsamlı servis ve danışmanlık teklifleriyle de destekliyor.
MAN hidrojen tahrikleriyle ilgili köklü bir geçmişi sahip
Hidrojen tahrikleriyle ilgili köklü bir geçmişi sahip olan MAN, onlarca yıldır bu konuda araştırmalar yapıyor. MAN Truck & Bus, hidrojenle çalışan ilk otobüsünü ise, 1996 yılında Hannover Fuarı’nda tanıtmıştı. SL 202 şehir içi otobüsü, hidrojenle çalışmak üzere modifiye edilmiş bir doğal gaz motorundan güç alıyordu. Hannover Fuarı’nın ardından araç, Erlangen’de dokuz ay süren bir test aşamasını tamamladı ve bu süre zarfında 13.000 kilometre yol kat ederek, 60.000 yolcu taşıdı. Otobüs nihayet 1997’de Münih’e ulaştı ve burada düzenli bir şekilde başarıyla kullanıldı. Bunu 1998 yılında Münih Havaalanı için 2008 yılına kadar kullanılan üç körüklü otobüs ve 2006 ile 2009 yılları arasında hidrojenle çalışan 14 otobüs daha takip etti.
MAN, ayrıca ticari araçlarla ilgili deneyimlerine ek olarak, MAN Engines bölümü için hidrojen motorunu karayolunda ve su üzerinde çok çeşitli uygulamalarda geliştiriyor ve test etmeye devam ediyor.