Cushman & Wakefield tarafından hazırlanan ‘Lojistik Pazarına Genel Bakış’ raporu yayımlandı. Türkiye’nin lojistik pazarında artan önemi ve potansiyelini temel alan rapor, Türkiye’ye yatırım yapmayı planlayan şirketler için rehber niteliği taşıyor.
Türkiye’nin lojistik pazarındaki önemi ve potansiyeli ekseninde hazırlanan ‘Lojistik Pazarına Genel Bakış’ raporu yayımlandı. T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve ticari gayrimenkul danışmanlık pazarının küresel lideri Cushman & Wakefield tarafından hazırlanan rapor kapsamında; yakın kıyı taşımacılığı eğilimi, ekonomik büyüme, ihracata yönelik sanayi tabanı, güçlü perakende pazarı ve hızlı büyümesini sürdüren e-ticaret sektörü hakkında detaylı bilgiler içeriyor. Yayınlanan rapor, içeriğindeki detaylı bilgi ve yönlendirmeler sayesinde yatırımcılar için rehber niteliği taşıyor.
Türkiye cazip bir üretim merkezi haline dönüşüyor
Geride bıraktığımız iki yılda tüm dünyayı etkisi altına Covid-19 salgını ve yarattığı pandeminin tüm ekonomik verileri olumsuz yönde etkilediğine dikkat çekilen raporda; sanayi, lojistik sektörü, tedarik zincirlerindeki aksamalar, konteyner ve çip krizi gibi birçok küresel zorluk yaşandığının altı çiziliyor. Rapora göre aynı dönemde Türkiye ise, Uzakdoğu merkezli üretim ağına alternatif arayışlarında ön plana çıkan ülkelerin başında geliyor. Avrupa, Asya ve Afrika’nın kesiştiği noktada küresel Pazar erişimi sunan Türkiye, iş dostlu politikalarının yanı sıra yetenekli insan kaynağı, üretim kabiliyeti ve lojistik altyapısı ile küresel değer zincirlerinin güçlü bir aktörü olarak öne çıkıyor.
Uluslararası yatırımcılardan Türkiye atağı
Raporda Türkiye’nin 2003 yılından bu yana 240 milyar ABD Dolarlık uluslararası doğrudan yatırım çektiği ifade edilirken, özellikle uluslararası alanda faaliyet gösteren şirketlerin Ar-Ge, tasarım, üretim, lojistik ve yönetim merkezi geldiği belirtiliyor. 2021 yılında 14 milyar liralık Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) rakamına ulaşan Türkiye’nin bu seviyeler ile pandemi öncesi dönem performansları ile karşılaştırıldığında toparlanmanın kanıtı olarak raporda ifade ediliyor. Raporda Türkiye için; Çinli teknoloji şirketlerinin yanı sıra Avrupa’dan hazır giyim ve ilaç şirketlerinin de yatırım planlarını açıkladıkları belirtilirken, 2021 yılında gerçekleştirilen 225 milyar dolarlık ihracat ile küresel ihracattaki payının tarihte ilk kez yüzde 1’i aştığı ifade ediliyor.
E-ticaret alanında lojistik tesislere yatırımlar artacak
‘Lojistik Pazarına Genel Bakış’ raporunda dikkat çekilen bir diğer konu ise son yılların parlayan sektörlerinden e-ticaret oldu. Türkiye’de e-ticaretin toplam perakende satışlarına oranının 2010’daki yüzde 0,6’lık paydan 2021 yılında yüzde 7,8’e geldiği belirtilirken, Türkiye’nin de bu alanda üç ayrı ‘milyar dolarlık’ değerleriyle unicorn çıkardığı ifade ediliyor. Bu kapsamda depo geliştirme projelerine paralel olarak teknoloji, otomasyon, transfer merkezleri ve bölge depolarına yatırımlarının artacağı öngörülüyor.
Nitelikli depolara olan talebin önümüzdeki dönemde artacağı belirtilen raporda; lojistik hizmet sağlayıcıları, gıda perakendecileri ve e-ticaret platformlarının yanı sıra diğer alanlardaki üretici, hatta tüketiciler tarafından da ‘nitelikli depolara’ olan talebin artacağı belirtiliyor.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu, “Dünya çapında tedarik zincirlerinin dayanıklılığı, esnekliği ve çevikliğinin test edildiği bir dönemden ülke olarak başarılı bir şekilde geçiyoruz. Türkiye, son yirmi yılda Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde lojistik altyapının gelişmesinde otoyollar, demiryolları, limanlar, havalimanları gibi vizyoner projeler hayata geçirdi ve önümüzdeki dönem için de güçlü bir yatırım ajandamız bulunuyor. Türkiye’de ve bölgede iş yapmayı kolaylaştırmak ve ülkemizdeki şirketlerin küresel tedarik zincirine katılımını arttırmak için sürekli reformlarla geliştirilen bir yatırım ortamı, uygulanan başarılı politikalarla global ölçekte rekabetçi endüstriyel kapasite, yapılan eğitim yatırımları ile kavuşulan yetkin bir işgücü havuzumuz bulunmaktadır.
Türkiye’nin lojistik potansiyeli; hızlı ekonomik büyüme, bölgesel Ar-Ge, tasarım, üretim ve yönetim üssü haline gelmiş merkezi konumu ve dijital dönüşümü ivmelenen güçlü perakende pazarı gibi çeşitli talep faktörlerinden kaynaklanmaktadır. Cushman & Wakefield ekibiyle hazırladığımız “Lojistik Pazarına Genel Bakış” başlıklı bu raporda yaklaşık 50 milyar Euro büyüklüğe ulaşan lojistik sektörümüz ve geleceği hakkında detaylar sunmaktadır. Bu raporun Türkiye’de yatırım yapmak isteyen tüm yatırımcılarımıza da bir rehber olacağını düşünüyoruz.”
Cushman & Wakefield Yönetim Kurulu Başkanı Tuğra Gönden ise ”Türkiye’nin üretim ve taşımacılık üssü rolünün her geçen gün güçlendiğini görüyoruz. Uluslararası yatırımcılar Türkiye’ye yönelirken; üretim, ihracat, Ar-Ge, lojistik ve yönetim merkezi olarak görerek yatırımlarını artırmaktadır” sözlerini ekledi.