Daimler Truck’a göre önümüzdeki dönemde elektrikli seçeneklerin yanı sıra dizel ve hidrojenli araçların kamyon sektöründe merkezi bir rol oynamaya devam etmesi bekleniyor.
Daimler Truck e-mobilite yoluyla endüstrinin dönüşümüyle karşı karşıya. Dünyanın en büyük kamyon üreticisi, hem yalnızca pille çalışan hem de hidrojenle çalışan yakıt hücreli elektrikli araçlara güveniyor.
Mercedes-Benz şimdiden 2030’dan itibaren tamamen elektrikli olmaya hazırlanıyor. Daimler Truck ise giderek daha fazla elektrikli aracın yanı sıra, dizel ve giderek hidrojenli araçların kamyon sektöründe merkezi bir rol oynamaya devam etmesini bekliyor.
CEO Martin Daum, 2030’da hala dünyada yanmalı motor olmadan hayatın duracağı bölgeler ve uygulama alanları olacağını söyledi. Daum, “Birçok ülkede, örneğin Afrika veya Güney Amerika’da, elektrikli kamyonlar veya hidrojen dolum istasyonları için altyapı sorunu var. Uzun vadede bu bölgeler de değişecek ama bu zaman alacak” dedi.
“Neyin gerçekten mümkün olduğunu görmeliyiz”
Daimler Truck Denetleme Kurulu Başkanı Joe Kaeser ise konuya ilişkin görüşlerini şöyle sıraladı; “Gelinen noktayı sektördeki bataryalı ve hidrojen bazlı yakıt hücreli kamyonların kullandığı teknolojilerin rekabeti olarak görmüyorum. Elektromobilite artırıldığında her ikisine de ihtiyaç olacak. Tüm araçların yüzde 80’i ve tüm uzun yol kamyonlarının yarısı elektrikli olduğunda, hidrojenle dolu her kamyondan mutlu olacağız. Aksi takdirde, her şarj alanında her biri 700 kilovatlık 100 kamyonun paralel olarak şarj edilmesi gerekecek.. Bunun için 70 megawatt elektrik gücü gerekir. 70 megavatlık enerji üretmek için ise şarj alanının yanında bir elektrik santrali ve iki türbin bulunan bir arsaya ihtiyacınız olacak. Alternatif olarak, 35 rüzgar türbini veya iki hektarlık bir güneş tarlası gerekiyor. Ancak ikisi de pek kullanışlı olmayacak. 2030 yılına kadar veya daha da erken bir zamanda her şeyi yeşil enerjiye dönüştürmek zorunda kalacağımız yönünde atılan büyük sloganlar kulağa harika geliyor. Ancak güvenilir kalmalı ve operasyonel olarak neyin gerçekten mümkün olduğunu görmeliyiz” dedi.