Önümüzdeki 20 yıl içinde 39 bin yeni nesil yolcu ve kargo uçağı talebi oluşacağını belirten Airbus, 550 bin üzerinde yeni pilot ve 710 bin üzerinde yüksek vasıflı teknisyene de ihtiyaç duyulacağını öne sürdü!
Zamanını doldurmuş uçakların emekliye ayrılması hızlanacak ve yeni endüstrinin karbondan arındırma hedeflerini destekleyen uçaklara yer açılacak
GSYİH’nın yükselmesi ile orta sınıf yoğunlaşacak, keşfetme ve görme isteği hava taşımacılığına olan talebin artmasına neden olacak
Filo verimliliğinde, sürdürülebilir yakıtlarda, operasyonlarda ve itiş teknolojilerinde devam eden iyileştirmeler, sektörün 2050 net-sıfır karbon hedefini mümkün kılacak
Önümüzdeki 20 yıl içinde 550.000’in üzerinde yeni pilot ve 710.000’in üzerinde yüksek vasıflı teknisyene ihtiyaç olacak
Havacılık dünya çapında yaklaşık 90 milyon kişiye istihdam sağlıyor
Önümüzdeki 20 yıl içinde Airbus, hava taşımacılığında talebin filo büyümesinden, eskiyen ve daha az yakıt tasarrufu sağlayan uçakların hızlandırılmış bir şekilde emekliliğe kayacağını öngörüyor ve bunun sonucunda da yaklaşık 39.000 yeni nesil yolcu ve kargo uçağı talebi oluşacağını ve bunların 15.250’sinin mevcut olanları değiştirme amacıyla gerçekleşeceğini öngörüyor. Sonuç olarak, 2040 yılına gelindiğinde, operasyondaki ticari uçakların büyük çoğunluğu yeni nesil teknolojilere sahip olacak (bugün yaklaşık %13’ü) ve bu da dünya ticari uçak filolarının CO2 verimliliğini önemli ölçüde artıracaktır. Havacılığın ekonomik faydaları, sektörün ötesine uzanıyor, yıllık küresel GSYİH’ya yaklaşık %4 katkıda bulunuyor ve dünya çapında yaklaşık 90 milyon kişiye istihdam sağlıyor.
Pandemi döneminde kaybedilen yaklaşık iki yıllık büyümeye rağmen, trafik rakamları dayanıklılığın bir göstergesi olmuştur ve turizm de dahil olmak üzere dünya çapında genişleyen ekonomiler ve ticaretin etkisiyle yıllık %3,9’luk bir büyüme yeniden sağlanacaktır. Uçma olasılığı en yüksek olan orta sınıfların sayısı, 2 milyar kişi artarak dünya nüfusunun %63’üne ulaşacak. En hızlı trafik artışı, Asya’da olacak ve Çin iç hat pazarı en büyük pazar olacak.
Yeni uçaklara olan talebin 29.700’ü A220 ve A320 Aileleri gibi küçük uçaklardan ve 5.300’ü A321XLR ve A330neo gibi orta uçak kategorisinden olacak. A350’nin kapsadığı geniş gövde segmentinde ise, 2040 yılına kadar yaklaşık 4.000 adet teslimatın yapılması bekleniyor.
E-ticaret tarafından desteklenen kargo talebi, ekspres taşımacılıkta yıllık %4,7’lik beklenen büyüme ve genel kargoda (pazarın yaklaşık %75’ini temsil eden) %2,7’lik büyümeden oluşmaktadır. Genel olarak, önümüzdeki 20 yıl içinde, 880’i yeni inşa edilecek olan yaklaşık 2.440 kargo uçağına ihtiyaç olacak.
20 yıl içinde 4,8 trilyon Dolar civarında kümülatif değere ulaşılacak
Büyümeye paralel olarak, dünya çapında giderek daha verimli olan uçak operasyonları, bakım, eğitim, yükseltme, uçuş operasyonları, sökme ve geri dönüştürme de dahil olmak üzere ticari havacılık hizmetlerine olan ihtiyacı artırmaktadır. Bu büyüme, Airbus’ın, önümüzdeki 20 yıl içinde 4,8 trilyon Dolar civarında kümülatif değere ulaşmayı içeren pandemi öncesi tahmin seviyelerine yaklaşıyor. 2020-2025 döneminde yaklaşık %20’lik bir Covid kaynaklı düşüş devam ederken, hizmet pazarı toparlanıyor ve önümüzdeki 20 yıl içinde yaklaşık 550.000’den fazla yeni pilot ve 710.000’in üzerinde yüksek vasıflı teknisyene ihtiyaç duyulacağı tahmin ediliyor. Bakım, lider hizmet segmenti olmaya devam ederken, uçuş, yer operasyonları ve sürdürülebilir hizmetlerde de önemli ölçüde büyüme bekleniyor.
2035’ten itibaren ZEROe’yi hayata geçirecek
Airbus International Başkanı ve Ticari Direktörü Christian Scherer, “Ekonomiler ve hava taşımacılığı olgunlaştıkça, talebin büyümeden ziyade değiştirmeden kaynaklandığını görüyoruz. Değiştirme, dekarbonizasyon için günümüzün en önemli itici gücü. Dünya, daha sürdürülebilir uçmayı bekliyor ve bu da, kısa vadede en modern uçakların piyasaya sürülmesiyle mümkün olacak. Bu yeni ve verimli uçakları Sürdürülebilir Havacılık Yakıtları (SAF) ile güçlendirmek bir sonraki büyük adımdır. 2035’ten itibaren ZEROe’yi hayata geçirmeden önce, hali hazırda tüm uçaklarımızın (A220, A320neo Ailesi, A330neo ve A350) 2030 yılına kadar %100’e ulaşacak şekilde %50 SAF karışımıyla uçma sertifikasına sahip olmasından gurur duyuyoruz” dedi.
Küresel havacılık endüstrisi, 1990 yılından bu yana küresel ölçekte CO2 emisyonlarındaki %53’lük düşüş ile şimdiden büyük verimlilik kazanımları elde etti. Airbus’ın ürün yelpazesi, önceki nesil uçaklara göre en az %20 CO2 verimliliği sunarak bu kazanca katkı sağlıyor. Devam eden yenilikler, ürün geliştirmeleri, operasyonel iyileşmeler ve pazara dayalı seçenekler göz önüne alındığında Airbus, hava taşımacılığı sektörünün 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonuna ulaşma hedefini destekliyor.