Airbus, 2035 yılına kadar hizmete girmesi planlanan dünyanın ilk sıfır emisyonlu ticari uçağı için üç konsept geliştirdi. Bu konseptlerin her biri, şirketin, tüm havacılık endüstrisinin dekarbonizasyonunda öncü olma çabalarını desteklemek için çeşitli teknoloji yollarını ve aerodinamik konfigürasyonları keşfederek sıfır emisyonlu uçuşa ulaşmak için farklı bir yaklaşımı temsil etmekte.
Tüm bu konseptler, birincil güç kaynağı olarak hidrojeni işaret etmekte. Bu, Airbus’ın temiz bir havacılık yakıtı ve diğer birçok endüstrinin de iklim nötr hedeflerini karşılayacağı bir çözüm olduğuna inandığı bir seçenek.
- TAL Trailer ve EvoLog Treyler Anlaşması İmzaladığını Duyurdu
- Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar Yeni eSprinter ile Elektrikli Dönüşümü Başlattı
- Fenerium Ürünleri Ford Trucks Özel Tasarım F-MAX Araçları ile Türkiye Yollarına Çıkıyor
- MAN Lion’ın City 12 E LE 2025 Yılının Sürdürülebilir Otobüsü Ödülünü Aldı
- Mars Hava ve Deniz Kargo, 339 Türk Markasını Paris ve Dubai’ye Taşıdı
- Yapay zekâda en iyi dönüşüm ve uygulama ödülü Borusan Lojistik’in
Airbus CEO’su Guillaume Faury, “Bu, ticari havacılık sektörü için tarihi bir andır ve bu endüstrinin şimdiye kadar gördüğü en önemli geçişte öncü bir rol oynamayı planlıyoruz. Bugün açıkladığımız konseptler, dünyaya sıfır emisyonlu uçuşun geleceği için cesur bir vizyon sunma yolundaki çabalarımıza bir bakış sunuyor. Hem sentetik yakıtlarda hem de ticari uçaklar için birincil güç kaynağı olarak hidrojenin kullanımının havacılığın iklim etkisini önemli ölçüde azaltma potansiyeline sahip olduğuna inanıyorum” dedi.
“ZEROe” adı verilen ilk iklim nötr, sıfır emisyonlu ticari uçaklar için üç konsept şunları içeriyor:
Turbofan Tasarımı (120-200 yolculu) Kıtalar arası çalışabilen ve yanma yoluyla jet yakıtı yerine hidrojen ile çalışan modifiye bir gaz türbini motoru ile güçlendirilebilen, 2000’in üzerinde deniz mili menziline sahip .Sıvı hidrojen, arka basınç bölmesinin arkasında bulunan tanklar aracılığıyla depolanacak ve dağıtılacak.
Bir turboprop tasarımı (100 yolcuya kadar), turbofan yerine bir turboprop motoru kullanır ve aynı zamanda 1000 deniz milinden uzun seyahat edebilen modifiye gaz türbini motorlarında hidrojen yanmasıyla güç elde eder ve bu da kısa mesafeli seyahatler için ideal bir seçenek.
Bileşik-kanat gövdeli tasarım konsepti (200 yolcuya kadar)
Kanatların, turbofan konseptine benzer bir menzile sahip uçağın ana gövdesi ile birleştiği tasarım. Geniş gövde, hidrojen depolama,dağıtımı ve kabin düzeni için birden fazla seçenek sunar.
Guillaume Faury, “Bu konseptler, 2035 yılına kadar hizmete sunmayı planladığımız dünyanın ilk iklime zararsız, sıfır emisyonlu ticari uçağının tasarımını ve yerleşimini keşfetmemize ve olgunlaştırmamıza yardımcı olacak” dedi. “Bu konsept uçaklar için birincil güç kaynağı olarak hidrojene geçiş, tüm havacılık ekosisteminden kararlı eylemler gerektirecek. Hükümet ve endüstriyel ortakların desteğiyle birlikte, havacılık endüstrisinin sürdürülebilir geleceği için yenilenebilir enerji ve hidrojeni arttırarak bu zorlu görevin üstesinden geleceğiz” dedi.
Bu zorlukların üstesinden gelmek için havalimanları, günlük operasyonların ihtiyaçlarını karşılamak için önemli miktarda hidrojen taşımacılığı ve yakıt ikmali altyapısına ihtiyaç duyacak. Hükümetlerin desteği, bu iddialı hedeflere ulaşmak için araştırma ve teknoloji, dijitalleşme ve sürdürülebilir yakıtların kullanımını teşvik eden mekanizmalar ile birlikte daha eski, daha az çevre dostu uçakları daha erken emekliye ayırmak için uçak filolarının yenilenmesine öncülük edecek.