Dünyada ağır ticari araçlar sektörü, taşımacılığın belkemiğini oluştururken çevresel etkileriyle de büyük bir sorumluluk taşıyor. Bu doğrultuda sektörün sürdürülebilirlik odaklı dönüşümü hız kazanarak artıyor.
Global taşımacılık süreçlerinin yaklaşık yüzde 40’ını üstlenen ağır ticari araçlar sektörü, aynı zamanda küresel karbon salınımının önemli bir kaynağı oluyor. Bu nedenle sektörde sürdürülebilirlikte çevresel odaklı dönüşüm, hız kazanarak artıyor. Elektrifikasyon, alternatif yakıtlar, akıllı taşımacılık sistemleri, verimlilik artıran teknolojiler, üretimde alınan sürdürülebilir çözümler, ağır ticari araçlar sektöründe çevresel etkilerin azaltılmasında önemli rol oynuyor. Ancak her sektörde olduğu gibi ağır ticari araç sektöründe sürdürülebilirlik, yalnızca çevresel bir zorunluluk olarak görülmüyor; aynı zamanda ekonomik ve sosyal faydalar sağlayan önemli bir strateji gerektiriyor. Sektör, sürdürülebilirlik alanında çevresel etkilerini azaltırken aynı zamanda ekonomik büyümeyi ve iş modellerinde gelişimi ile daha yeşil bir geleceğe doğru hızla ilerlemeyi hedefliyor.
2030 yılına kadar ağır ticari araçlardan kaynaklanan emisyonların azalması bekleniyor
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından yayımlanan 2023 Küresel Enerji Görünümü (World Energy Outlook 2023) raporuna göre taşımacılık sektörü, küresel karbon emisyonlarının yaklaşık yüzde 23’ünü oluşturuyor. Yine rapora göre karayolu taşımacılığını yürüten ağır ticari araçlar (kamyon, çekici, otobüs vb.) sektörü ise taşımacılıkla ilgili bu emisyonların yüzde 40’ını oluşturuyor. Araçların fosil yakıt kullanımı, yüksek oranda karbon (CO2) ve diğer sera gazlarının salınımına neden oluyor. Ayrıca OECD’nin 2022 raporuna göre, 2030 yılına kadar bu araçlardan kaynaklanan emisyonların yüzde 30 oranında azalması bekleniyor. Ancak bu hedefe ulaşılabilmesi için sektörde köklü değişikliklerin ve sürdürülebilir teknolojilerin hızlı bir şekilde uygulanması gerekiyor.
Elektrikli araçlar, sürdürülebilirlik hedefleri için her geçen gün gelişiyor
Elektrikli ağır ticari araçlar, karbon salınımını sıfıra indirerek sektördeki dönüşümü güçlendiriyor. 2023 yılında dünya çapında satışı yapılan yeni ağır ticari araçların yüzde 1’inin elektrikli olduğu belirtiliyor. BloombergNEF (BNEF)’in verilerine göre, bu oranın 2040 yılına kadar yüzde 30’a çıkması öngörülüyor. Elektrikli kamyonlar ve otobüsler, özellikle şehir içi taşımacılıkta önemli bir rol oynayacak. Bu doğrultuda üreticiler, ciddi yatırımlar yaparak elektrikli araç portföylerini genişletiyor.
Alternatif yakıtlar, sürdürülebilirlikte rol alıyor
Alternatif yakıtların kullanımı sayesinde fosil yakıt kullanımının azaltılması ve sınırlı kaynaklarda tasarruf sağlanması hedefleniyor. Öte yandan LNG (Sıvılaştırılmış Doğal Gaz) ve biyodizel gibi alternatif yakıtlar, dizel motorlardan çok daha düşük emisyon seviyeleri sağlıyor. LNG, karbon salınımını yüzde 20-25 oranında azaltabilirken, biyodizel ise yüzde 60’a kadar daha düşük CO2 emisyonu sağlıyor.
Dijitalleşme ve akıllı taşımacılık
Dijitalleşme ve akıllı taşımacılık sistemleri, ağır ticari araçlar sektöründe verimliliği artırarak, çevresel etkilerin azaltılmasına yardımcı oluyor. Akıllı filo yönetim sistemleri, araçların optimum hızda ve rotada yol almalarını sağlayarak, yakıt tüketimini ve emisyonları önemli ölçüde azaltıyor. McKinsey & Company’nin 2023 raporuna göre akıllı taşımacılık sistemlerinin dünya genelinde sektördeki yakıt tüketimini yüzde 10-15 oranında azaltabileceği öngörülüyor. Ayrıca, otonom araçların 2040 yılına kadar taşımacılık sektöründe yüzde 30’a kadar pazar payı kazanması bekleniyor. Otonom araçlar, trafik akışını optimize ederek, gereksiz yakıt tüketimini engelleyecek ve çevreye olan etkisini önemli ölçüde azaltabilecek.
Treylerde karbon emisyon azaltımı
Treylerler, çekicilerin yakıt tüketimini optimize ederek emisyonların düşmesine katkıda bulunabiliyor. Ağır ticari araçlar için belirlenen VECTO hedefleri doğrultusunda, treylerin aerodinamik tasarımı, hafifletilmiş malzemelerle donatımı ve lastik çözümleri gibi iyileştirmelerle yüzde 10’luk bir karbon emisyon azaltımının 2030 yılına kadar gerçekleştirilmesi hedefleniyor. Ayrıca treylerlerde elektrifikasyon dönüşümü de hız kazandı. Özellikle frigorifik araçlarda sunulan elektrikli çözümler, soğutucudan kaynaklanan karbon emisyonlarını yüzde 100 oranında düşürerek çevreye duyarlı taşımacılığı destekliyor. Ek olarak, treylere entegre edilen tahrikli dingil ve batarya teknolojisi sayesinde çekicinin karbon emisyonları yüzde 40’a varan oranlarda azalabiliyor. Bu yenilikçi çözümlerle treyler sektörü, taşımacılığın sürdürülebilir geleceğinde önemli bir rol oynayarak, çevresel etkilerin azaltılmasında etkili bir adım atıyor.
Ekonomik dönüşüm
Sürdürülebilirliğe yönelik yapılan yatırımlar, yalnızca çevresel fayda değil ekonomiye de katkı sağlıyor. 2023 yılı itibarıyla, ağır ticari araç sektörüne yönelik sürdürülebilirlik odaklı yatırımların yıllık büyüme oranının yüzde 7,5 olduğu görülüyor. Bu yatırımın büyük bir kısmı, elektrikli araç altyapısı, yeni nesil batarya teknolojileri ve sürdürülebilir yakıt çözümlerine yönlendiriliyor. GlobalData tarafından sunulan 2022 raporuna göre, 2030 yılı itibarıyla dünya genelinde elektrikli araç altyapısına yapılan yatırımların 30 milyar doları geçmesi bekleniyor. Bu yatırım, sadece çevreyi korumakla kalmayıp, aynı zamanda yeni iş fırsatları yaratılmasına ve ekonomik büyüme sağlanmasına da destek oluyor.
Sürdürülebilirlik hedeflerindeki zorluklar ve gelecek beklentileri
Ağır ticari araçlar sektöründe çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için hâlâ çözülmesi gereken bazı zorluklar bulunuyor. Elektrikli araçların menzilleri, batarya maliyetlerinin yüksekliği ve şarj altyapısının yetersizliği gibi engeller, geçiş sürecini zorlaştırıyor. Ancak, 2030 yılına kadar menzil sorunlarının çözülmesi ve elektrikli araçların daha erişilebilir hale gelmesi bekleniyor. IEA 2023 Küresel Enerji Görünümü raporunda, elektrikli araçların 2030 yılı itibarıyla ağır ticari araç satışlarının yüzde 40’ını oluşturacağı tahmininde bulunuluyor. Ayrıca, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji altyapılarının güçlendirilmesiyle birlikte, sektördeki karbon emisyonlarının yüzde 30 oranında azalması bekleniyor.